Vazgeçilmeziniz Olan O Markanın İsmi - Logosu Farklı Olsaydı, Onu Yine de Kullanır mıydınız?

Danışanlarımızın ve müşterilerimizin bir çoğu ürünlerine ait pazarlama stratejisi ve yol haritasını çizmek üzere bize geldiğinde, genelde ilk merak ettikleri, açtıkları konu ürünün markası ve logosu oluyor. Elbette bu iki konu hikayenin bütünü için çok önemli ve değerli. Günün sonunda ürünü temsil eden semboller marka ve logo. Ürünün bir varlık olarak mevcudiyetini gösterdiği temel kavramlar burada yer alıyor.

Bununla birlikte, markaya ve logoya karar vermeden önce, bakmamız gereken daha öncelikli alanlar var. Bunların başında biz ürünün ya da hizmetin sağlayıcısı olarak, "Ürünümüzün ya da hizmetimizin hedef kitle tarafında nasıl algılanmasını hayal ediyoruz?" sorusu geliyor. Konu pazarlama ve satış olduğunda hedef kitlemizin kararlarını ne şekilde aldığını genelde unutuyoruz.

Kendimizden örnek verelim. İster sosyal hayat, ister tüketim, ister satınalma (daha da çeşitlendirebiliriz) kararı veriyor olalım, kişisel tercihlerimizi yaparken kararlarımızın ne kadarında mantıklı davranışlar sergilediğimizi bir düşünelim. Bir ürünü her zaman sadece en ucuzu olduğu için mi alırsınız? Yoksa o andaki hislerinizin sizi cezbettiği, tetiklediği, yönlendirdiği olur mu? İnsanoğlu aslında hala ilkel beyninin taşıdığı güdüler ile karar verme eğilimine sahip bir canlı. (Bkz. Dan Ariely - Akıldışının Mantığı) ve tahmin ettiğimizin aksine, tercihlerimizin çok az bir kısmında mantığımızı kullanıyoruz. Duyularımızın, hislerimizin ya da güdülerimizin az ya da çok rol almadığı hiçbir tercihimiz yok.

Her ürünün ya da hizmetin kendi hedef kitlesine ve kullanıcısına hissettirmek istediği duy(g)ular çok farklı. Her ürünün ya da hizmetin "neden"i çok farklı. İşte, bakmamız gereken ilk alan "bu ürünü ya da hizmeti NEDEN üretiyorsun / sunuyorsun?" sorusunun cevabını bulmak. Temel mesele hem kalbi hem de aklı kazanmak aslında.

Dolayısıyla, bize geldiğinizde genelde marka ismini ya da logoyu konuşmak yerine size önce "Neden bu ürünü satmak, hizmeti vermek, tasarımı paylaşmak istiyorsunuz?" sorusu ile karşılaşırsınız.

Simon Sinek'in "Neden İle Başla" isimli kült kitabında yer aldığı üzere, herhangi bir konuda başarıya ulaşmamız için ihtiyacımız olan en büyük şey bir nedene sahip olmaktır. İnsanlar sizin ne sattığınızı değil, neden yaptığınızı satın alırlar.

Markaların, firmaların, hizmet sağlayıcıların algı yönetimi ile hedef kitlesini manipüle etmesi elbette kolay bir yöntemdir. "Kaçırılmayacak fırsat", "Patron Çıldırdı", "Şok Dmaping", "Yüzyılın İndirimi", "En Uygun Fiyatlarda Son Saatler", ve niceleri... Tanıdık geliyor, değil mi? Ama bu, bize hem kurumsal hem de bireysel anlamda uzun süreli bir başarı sağlamaz. Büyük liderler çevrelerindeki insanları manipüle etmezler, büyük liderler ilham veren ve kişilerin kendilerini geliştirebilecekleri ortamı oluşturan karakterlerdir. Büyük liderlerin çıktıkları yolda bir İNANÇ ve NEDEN vardır. O yola çıkmaktaki amaçları, sebepleri, inançları hayran bırakır bizi kendilerine. O yüzden bir ürün ya da hizmet sunmadan önce NEDENİNİZİ bulmalı, hikayenizi yazmalısınız.

Markanızın, ürününüzün, hizmetinizin can bulması, yaşaması için amacı nedir? Hedef kitlenizin evine girecek olan bir paket ürününüz hangi nedenle o evde yerini almıştır? Nasıl bir hikayesi vardır ki, hedef kitlenizin eli o anda sizin markanızın paketine gidip sizi seçmiştir.

Hayatta belki de en uzun sürmesi tahmin edilen, yaşamımızın belki dönülemeyecek bir noktası olan, imzalar ile şahitler karşısında yeminler edilerek ve sözler verilerek yaptığımız evlilik akitlerinin yüzde kaçı sizce gerçekten 100% mantık ile verilmiş kararlardır? Siz evli iseniz bunu da kendinize sorabilirsiniz, "Evlenirken, hayatım için bu en önemli kararlardan birinde, mantığımı ne kadar kullandım?"...

Özetle, "NEDEN" bizi ayrıştıran temel göstergedir. "NEDEN" tercih edilmemiz için yegane kavramdır.

İşte biz de Pieces Global'de sizlere kendinize doğru soruları sormanıza vesile olarak, "NEDEN"inizi bulmanıza yardımcı olmak, hikayenizi yazmak için buradayız.

Bir sonraki yazımızda, "Ürünümün / hizmetimin hikayesini ve felsefesini yazdık, peki bundan sonra ne yapacağız?" sorusunun cevabını vermeye çalışacağız.